GÖRSED'in Kuruluş Öyküsü

"İdealden Gerçeğe GÖRSED"

GÖRSED’i kurma idealinin gerçeğe dönüşme öyküsü:

Sayın hocam, bizler biliyoruz ki mesleki yaşantınızda sadece sanat öğretmeni yetiştirme süreçleriyle ilgilenmediniz. Görsel sanatlar öğretmenlerini güçlendirmek için sivil toplumun gücüne de inandınız, mesleki dayanışma için GÖRSED’in kurulmasını sağladınız. Türk sanat eğitiminin uluslararası nitelik kazanması ve mesleki ortamlarda temsili için International Society for Education Through Art’da (inSEA) gibi kuruluşlarda sorumluluklar aldınız. inSEA’nın 7. Avrupa Bölge Kongresinin (2004) ve Dünya Kongresinin (2023)’de Türkiye’de düzenlenmesinde etkili oldunuz. Bizlere inSEA ile ilgili deneyimlerinizden bahseder misiniz? Bu girişimlerin Türk sanat eğitimine katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

              Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) benim de doğum yılım olan 1956 yılında Uluslararası Sanat Yoluyla Eğitim Derneğini (InSEA) kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü olarak kurdurmuştur. Bundan başka kurdurduğu üç sanat eğitimi derneği daha var: Uluslararası Müzik Eğitimi Derneği (International Society for Music Education / ISME), Drama / Tiyatro ve Eğitim Derneği (Drama / Theatre and Education Association / IDEA), Dünya Dans Birliği (World Dance Alliance / WDA). Bu dernekler kuruldukları yıldan bu yana kendi alanlarındaki sanat eğitimcilerine ve küresel ölçekte sanat eğitimine hizmet etmek üzere çeşitli etkinlikler düzenliyorlar. InSEA’nın amacı kültürlerarası anlayışı beslemenin yanı sıra tüm ülkelerde sanat, tasarım ve el sanatları yoluyla eğitimi teşvik etmek ve ilerletmektir. InSEA’ya seksenden fazla ülkeden görsel sanatlar ve tasarım eğitimcisi üyedir. Dünyanın her yerinden öğretmenlerin ve akademisyenlerin katıldığı uluslararası kongre ve sergiler düzenleyerek sanat ve tasarım eğitimcilerinin birbirleriyle tanışmalarını, ikili ve çoklu ilişkiler kurmalarını ve ortak etkinlikler yapmalarını sağlıyor. Bu yolla dünya barışına son derece önemli katkılar sunuyor aslında. Ayrıca bizim alanda yaşanan ortak sorunlara ortak çözümler üretmenin yollarının bulunmasına katkı yapıyor. Görsel sanatlar ve tasarım eğitimcisi akademisyenler için değişim programlarına katılmalarına yardımcı olacak sıcak ilişkiler kurulmasına vesile oluyor. InSEA’nın düzenlediği bölge ve dünya kongrelerinde çağımızda çok önemli olan sanat ve eğitim konularına giriliyor.

Burada izninizle Dünya Sanat Eğitimi Birliğinden de (Wold Alliance for Arts Education / WAAE) söz etmek istiyorum. UNESCO Genel Müdür Federico Mayor’un girişimleriyle bu derneklerin temsilcileri, 1999 ve 2006 yılları arasında, dünyada barış kültürünün oluşturulmasına bir katkı olması ve okullarda sanat eğitiminin ve yaratıcılığın teşvik edilmesi için birlikte çalışarak bir “Bildirge” hazırladılar. Hemen ardından yine 2006’da Dünya Sanat Eğitimi Birliğini kurdular. Bu Birlik, tüm yaş düzeylerinde, resmi ve gayri resmi ortamlarda ve tüm sanat disiplinlerinde tüm öğrenciler için sanat eğitimini ilerletmeyi istemektedir. Bu dört sanat eğitimi kuruluşun ortaklığı sanat eğitimi için birleşik bir güç oluşturmuştur. Bu dört derneğe üye olabilmek için yıllık aidat ödeniyor ama Dünya Sanat Eğitimi Birliği üyelik ücreti almıyor. IDEA, InSEA, ISME ve WDA, bu dört kuruluşun üyeleri otomatik olarak Dünya Sanat Eğitimi Birliğinin de üyeleri oluyor. Bu derneklerin ve Dünya Sanat Eğitimi Birliğinin himayesinde düzenlenen etkinlikler, genellikle GÖRSED ve/veya üniversiteler gibi diğer yerel ve/veya ulusal kuruluşlarla ortaklaşa yapılıyor. Amaç farklı kültürler, tarihler ve sosyo-ekonomik bağlantılar arasında birlikte çalışmaktır. Birliğin düzenlediği her dünya zirvesi veya konferansı, uluslararası bir topluluk içindeki yerel veya bölgesel sorunları, endişeleri ele alma çabasıyla tematik olarak yönlendirilir. Bu dört dernek Dünya Sanat Eğitimi Birliğini (WAAE) çatısı altında her yıl mayıs ayı içerisinde Uluslararası Sanat Eğitimi Haftası kutlar. Uluslararası Sanat Eğitimi Haftası kutlamanın amacı, uluslararası toplumun sanat eğitiminin önemi konusundaki farkındalığını artırmayı ve kültürel çeşitliliği, kültürlerarası diyaloğu ve sosyal uyumu teşvik ederek işbirliğini güçlendirmektir. UNESCO bünyesindeki Sanat ve Kültür Başkanlığının girişimleriyle Sanat Eğitiminde Uluslararası Araştırma Ağı (The International Network for Research in Arts Education / INRAE) kurulmuştur. Bu kuruluş WAAE ile Dünya Sanat Eğitimi Zirvesi, Polilog II (The World Summit on Arts Education, Polylogue II) konferansı düzenlemiştir. Bu toplantının ikincisi farklı ülkelerden 135 katılımcıyla Münih yakınlarında Wilbard Kreuth konferans merkezinde yapılmıştır. 13-17 Mayıs 2013 tarihleri arasında yapılan bu toplantıya ben de davet edilmiştim ve “Arts Education and Violence in Schools” başlıklı bir bildiri sunmuştum. Burada unutamadığım bir anımdan da söz etmek istiyorum. WAAE Dünya Zirvesi toplantısında delegeler için geleneksel müzik dinletisi gerçekleştirilmişti. Anne, baba ve üç oğuldan oluşan bir aile mensuplarının çoğunluğunu oluşturduğu müzik topluluğunun repertuvarının yarısını Alman, diğer yarısını da Türk ezgileri oluşturmuştu. Müzik grubu bizim Karadeniz bölgesi ve İç Anadolu yöresinden müzikleri son derece güzel yorumlamışlardı. Çok duygulanmıştım. Daha sonra Türkiye’yi çok iyi bilen ve ailenin büyüğü olan grup şefiyle güzel bir sohbet gerçekleştirmiştik. Bana Türk halk müziğinin bir hazine olduğunu söylemişti.

Benim InSEA ile tanışmama gelince; Arizona State University’deki değerli meslektaşımız Profesör Mary Stockroki sayesinde olmuştur. Kendisi 1995-1996 yılları arasında YÖK’ün eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması projesi çerçevesinde sanat (resim-iş) eğitimi alanı için Ankara’da bulunmuştu. ASU’da post-doktora sırasında Mary ile sık sık sohbet ederdik. Türkiye’de kaldığı süre içinde yurdumuzu gezmişti. Halı ve kilimler başta olmak üzere geleneksel sanatlarımıza hayrandı ve bunların sanat eğitiminde kullanılması ile ilgili bir makale yazmıştı, iki makale üzerinde de çalışıyordu. O taslak makaleleri benim okumamı, eğer yanlış izlenim ve bilgiler varsa uyarmamı istemişti. Mary, sanat eğitiminin disiplin temelli bir konuma oturtulması için çabalayan Getty Sanat Eğitimi Merkezinin (Getty Center for Education in the Arts) çalışmalarını destekleyen bilim ve sanat insanları arasındaydı ve sıklıkla bu akademisyenlerden söz ederdi. Bir gün Stanford Üniversitesinin seçkin öğretim üyesi olan sanat eğitimcisi Elliot W. Eisner’den konuşurken, “Profesör Eisner gibi ünlü isimleri Türkiye’ye davet edip sanat eğitiminin önemi ve sanat derslerinin değeri, çağımıza uygun sanat eğitimi yöntemleri gibi konularda çok ihtiyaç duyduğumuz konferanslar verdirmeliyiz” demiştim. Mary de bu gibi etkinlikleri resmî kurumların yapmalarının zor olduğunu, kendi dernekleri olan Ulusal Sanat Eğitimi Derneği (National Art Education Association) gibi bir derneğin Türkiye’de de kurulmasıyla bu tür davetlerin daha rahat gerçekleşebileceğini söylemişti. Önce söylediğim gibi bu derneğin ellinci kuruluş yıldönümü etkinliklerine de katılma sansı elde etmiş ve gerçekleştirilen organizasyonun büyüklüğünden ve niteliğinden çok etkilenmiştim. İşte orada Türkiye’ye döndükten sonra çevremdeki meslektaşlarımı ikna edip bir meslek derneği kurmaya kesin karar vermiştim. Mary ayrıca bana, sanat eğitimcilerinin uluslararası bir derneğinin, InSEA’nın da olduğunu, kendisini InSEA’nın Kuzey Amerika’da benzeri olan Birleşik Devletler Sanat Yoluyla Eğitim Derneğinin (USSEA) başkanı olduğunu söylemişti. Benim her iki derneğe de üye olabileceğimi, bunun benim ve ülkem açısından uluslarasın mesleki dayanışma ve işbirliği için önemli bir adım olacağını söylemiş, ben de 1997 yılında Amerika Sanat Eğitimi Derneği (NAEA) ve InSEA’ya üye olmuştum.

1997 Haziran sonunda Ankara’ya döndükten sonra Özel Öğretim Metotları (daha sonra YÖK’teki lisans programında yapılan değişiklikle Özel Öğretim Yöntemleri olmuştu) ve Araştırma Yöntemleri (daha sonra lisans programından kaldırılmıştı) derslerine girmeye başlamıştım. Bu iki dersi birbiriyle ilişkilendirerek işliyordum. Bunun içi de adını önce “Çok Alanlı Sanat Eğitimi Yöntemi” (ÇASEY), lisans programı değişip de Özel Öğretim Yöntemleri dersi iki dönem çıkınca “Çok Alanlı Görsel Sanatlar Eğitimi Yöntemi” (ÇAGSEY) olarak değiştirdiğim, aslında Disipline Dayalı Sanat Eğitimi Yönteminin bizim programımıza bir uyarlaması olan ancak araştırma yöntemlerini de içine alacak şekilde geliştirdiğim yeni bir yöntemi öğretmen adayı öğrencilerime öğretiyordum. Daha sonra bu derslerin uygulama süreç ve sonuçlarını Çanakkale’de düzenlenen sanat eğitimi sempozyumunda bildiri olarak sunmuştum. Bu süreç çok zamanımı alıyordu. Ayrıca doçentlik sınavı için de hazırlanıyordum. Bir taraftan da YÖK’te lisans programlarını güncelleme çalışmaları yapıyorduk. 1998 yılında doçentliğimi aldıktan sonra bu sefer de derslerimin yanı sıra YÖK’te Akreditasyon Çalışma Grubu ile ardından da Fakülte-Okul İşbirliği Çalışma Gruplarında görevlendirilmem, özlemini duyduğum sanat eğitimi derneğini kurma hayalimi gerçekleştirmeme engel oluyordu. Daha sonra 2000 Ağustos’unda TRT Yönetim Kurulu Üyeliğine atanmamla da işlerimi daha da yoğunlaştırmıştı. TRT’de önemli işler yaptık ama 2003 yılına kadar görsel sanatlar eğitimiyle ilgili bir derneği kurma girişimim olamadı (Fotoğraf 384, 385).

Nihayet 2003 yılında Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalında görev yapan hocalarımızın bir kısmıyla derneğimizi kurmaya karar verdik. Görsel Sanatlar Eğitimi Derneğinin benimle birlikte ilk kurucuları bugünkü unvanlarıyla; Prof. Hülya Bölükoğlu, Prof. Nur Gökbulut, Prof. Şeniz Aksoy, Doç. Dr. Güzin Ayrancıoğlu, Prof. Dr. Abdullah Ayaydın, Dr. Eda Ocak, Prof. Dr. Ali Osman Alakuş ve Prof. Dr. Levent Mercin olmuştur. GÖRSED’i kurduktan sonra ilk işimiz 2004 yılında InSEA 7. Avrupa Bölge Kongresini ülkemizde düzenlemek oldu. Bu kongreyle ilgili bilgiyi size daha sonra vereceğim. Bu kongre yoluyla ülkemizin ve kültürümüzün tanınmasının yanı sıra, ülkemiz sanat eğitimcileri için dünyaya bir kapı açıldı diyebilirim. Sadece Avrupa’dan değil dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen görsel sanatlar eğitimcileri ile Türkiye’deki meslektaşlarımız tanıştılar. İlerleyen yıllarda güzel ilişkiler kurdular ve ortak etkinlikler düzenlediler. Türk Cumhuriyetlerinden ve akraba topluluklardan kendilerine destek olarak kongreye getirttiğimiz sanat eğitimcileri uluslararası ortama dahil oldular. Daha kongre sırasında InSEA’nın o zamanki başkanı Prof. Dr. Douglas Bourghton benden, 2005 yılında Hollanda’nın yapmaktan vazgeçtiği InSEA Dünya Kongresini bizim yapmamızı istedi. Biz o kongreyi rahatlıkla yapabilecek iken maalesef olmadı. Ama ben dünya kongresi düzenleme idealimden hiç vazgeçmedim. Bu konuyu size ayrıntılarıyla daha sonra anlatacağım.

Aradan yıllar geçti. InSEA Dünya Kongresinin ülkemizde düzenlenmesi için InSEA yönetiminde olduğum süre içerisinde çok çaba sarf ettim. İlk girişimim 2017 yılında 35’inci InSEA Dünya Kongresini Konya Necmettin Erbakan Üniversitesinin ev sahipliğinde Türkiye’de düzenlemek için İngiltere’de Kent Üniversitesinde 2013 yılında yapılan InSEA Avrupa Bölge Kongresi sırasında aday olmak şeklinde oldu. Bu amaçla Necmettin Erbakan Üniversitesinin o zamanki rektörü ile görüşmüş, anlaşmıştık. Ancak, InSEA Dünya Konseyi Üyeleri 35’inci kongrenin Kore’de düzenlenmesine karar verdi. Kongrenin 36’ncısı ise Kanada’da düzenlendi. InSEA’ya affiliye bir kuruluş olan Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği olarak 37’nci InSEA Dünya Kongresini düzenlemesi için Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesine teklif götürdük. Teklifimiz kabul edildi. Çanakkale’yi seçme nedenimiz Atatürk’e ve 250 bin şehidimizin ruhlarına duyduğumuz saygı ve burayı dünyanın dört kıtasından gelecek sanat eğitimcilerine tanıtmaktı. Nihayet 2019 InSEA Dünya Kongresinde, Vancouver’da, 37’nci Dünya Kongresinin Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tarafından yapılması kararlaştırıldı. 18 yıl sonra da olsa deprem, orman yangını gibi birçok aksiliklere karşın bu kongreyi gerçekleştirdik. Türkiye’deki sanat eğitimcileri olarak, bu dileğimizi Cumhuriyetimizin 100’üncü, GÖRSED’in de 20’nci kurulu yıldönümünde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz için çok mutlu olduk. Bu kongrede katılım yüksekti ama çeşitli nedenlerle 2004 yılında düzenlediğimiz 7. Avrupa Bölge Kongresinin organizasyon kalitesine ve düzeyine ulaşılamadı. O kongreye dünyanın çeşitli ülkelerinden gelerek katılan bazı meslektaşlarımızı Çanakkale’de tekrar görmekten çok mutlu olduk ve kendileriyle o günleri yad ettik. GÖRSED kurucusu ve Onursal Genel Başkanı olarak bu InSEA görevlerim sırasında gerek ülkemdeki sanat ve tasarım eğitiminin niteliğinin artırılması ve uluslararası tanınırlığının sağlanması gerekse dünyanın çeşitli ülkelerindeki sanat eğitimcileri ve akademisyenleri arasında köprü kurularak işbirliklerinin gerçekleştirilmesi için çaba sarf ettim. InSEA yoluyla tanıdığım seçkin sanat eğitimi akademisyenlerini, araştırmacılarını görsel sanatlar öğretmenlerine yönelik konferanslar vermek, çalıştaylar düzenlemek üzere ülkemize davet ettik. Bu vesileyle düzenlediğim ulusal ve uluslararası etkinliklerde bana her zaman destek olan, yardımlarını esirgemeyen, GÖRSED etkinliklerine ev sahipliği yapan, mensubu olmaktan gurur duyduğum TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinin yöneticilerine şükranlarımı sunuyorum. InSEA görevlerimin ayrıca, GÖRSED ve InSEA üyesi olmalarını sağladığım başta kendi lisansüstü öğrencilerim olmak üzere ülkemdeki görsel sanatlar öğretmenlerinin ve değişik üniversitelerdeki özellikle genç akademisyenlerin dünyaya açılmalarında, doktora sonrası ya da kısa dönem araştırmalar için kabul mektupları almalarına geliştirdiğimi bu ilişkilerin ve iletişim ortamlarının yararı çok olmuştur diyebilirim. Kongreye emeği geçen herkese bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

2008-2011 ve 2011-2014 dönemlerinde InSEA Dünya Konseyinde Ortadoğu ve Afrika Bölgesi temsilciliği görevini yaptım. Yine 2014-2017 döneminde InSEA Genel Başkanı olarak seçilen Dr. Teresa Eça’nın isteği üzerine InSEA Genel Sekreterliği görevine getirildim. Bu göreve atanan ilk Türk olmanın gururunu yaşadım. Görevi Avustralya’da yapılan InSEA Dünya Kongresi sırasında devralmıştım. Şimdiki Başkan Prof. Glen Coutts’da Başkan Yardımcısı seçilmişti. InSEA Yönetim Kurulu olarak üç yıl boyunca çok uyumlu çalıştık. Genel sekreterlik görevim sürecinde dekanlık görevim de devam ettiği için iş yüküm çok artmıştı. Ama sağlığım yerindeydi ve üstesinden çok çalışarak gelebiliyordum. Tabii aynı zamanda doktora öğrencilerimi de ihmal etmiyordum.

 

Kaynak: Prof. Dr. Vedat Özsoy’a Armağan, Sayfa: 290

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1995 - Prof. Dr. Mary Stokrocki GEF’de sanat eleştirisini anlatırken.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



1997 - Mary Stokrocki ve Teresa Unseld ile NAEA’nin "50. Yıl Kuruluş Kongresi"nde (New Orleans).

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


1997 Çeşitli fakültelerden gelen Resim-İş Eğitimi Bölümü öğretim elemanları Arizona Eyalet Üniversitesinde Prof. Dr. Mary Stokrocki’nin Sanat Öğretimi dersini izlerken.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

2003 - InSEA 6. Avrupa Kongresi (İsveç – Finlandiya – Estonya)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

2003 - InSEA 7. Avrupa Kongresi Hazırlık Toplantısı - Gazi Eğitim Fakültesi.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------